Sert Kahve

[Park Hee Yeon]

Sabah sabah gidecek en iyi yer seni kendine getirecek sert bir kahveyi suran yer neresiyse orasıdır.Burayı seviyorum;en azından dikkat çeken pek çok şey yok ve kızsanız tüm dikkat üzerinizde.Ah ben ve benim yaramaz huylarım.Bugün yapacağım şey burada uslu bir kız olarak oturup sert bir hahve içmek;kafayı toplamak için ideal.Ve genç arkadaşım Kim Sun'la karşılaşmayı ummak.Neden kendimi kandırıyorum ki Kim Sun'un bu saatlerde buralarda olduğunu biliyorum.Ve onla konuşmak,ona rastlamak için burdayım.
Bazen iyi bir arkadaşa sahip olmak bir çok düşmanının olduğunu soysaydırır.Kim Sun la çocukluktan beri birlikteyiz.Ve küs olduğumuz zaman yok denecek kadar az.Onu çok sevsem de bazen ikimizinde inat damarının tutup kaybetmekten korkuyorum.Nerden çıktı şimdi bu kuruntular. ''öhöö,öhöö.. '' Al işte dalgınlığım hemen belli oluyor olmalı ki garsonunu öksürmesini dinliyorum. ''merhaba'' diyerek gülümsedim.Ahh garsonunu gözleri yosun gibi yeşil . '' Ne arzu ederdiniz? '' diyor.Heyy bu duruşu bir yerden tanıyorum,daha doğrsu bu bakışı.Eski bir arkadaşımı andırıyor *hoşsun ama işim var senle uğraşamam* bakışı. Zekice Gülümseyip önüme döndüm '' Sert bir kahve alabilir miyim? '' dedim.Garson gidince saatime baktım.Birazdan Kim Sun buruya uğrar ve hoş bir sohbet ederiz.Buranan kurabiyelerine bayılır.

[Kim Sun]

Her gün genelde uğradığı kafeye doğru adımlarını çevirdi Sun. Buranın en sevdiği özelliği renkli kurabiyeleriydi "Bugünde gidip koca bir fincan kahveyle pembe,sarı ve mavi olan kurabiyelerden yemeliyim." dedi Sun kendi kendine. Hemen sonra kafenin kapısına geldiğini farketti. Yüzüne kocaman bir gülümseme oturtup içeri girdi. Etrafta masa ararken çocukluktan beri arkadaşı olan Hee Yeon'u gördü masalardan birinde. Çok mutlu olmuştu çünkü iki gündür onu görmüyordu. Yavaşça arkasından yaklaştı ve elleriyle gözlerini kapattı. Tanınacağını bildiği halde bunu yapmaktan zevk alırdı. sonunda en sevdiği soruyu yöneltti Hee Yeon'a. "Bil bakalım ben kimim?"

[Park Hee Yeon]

Buranın kurabiyelerine bayılır bu yüzdende her gün buraya gelirdi ama bu gün biraz geç kalmıştı mesaj mı atsam diye şüpeleniyordum..
ben bunları düşünürken 1 çift el gözlermi kapattı;
ardından çocuksu bir ses "Bil bakalım ben kimim?"dedi Ah bu Kim Sun du sonunda gelmişti bu şakayı nerdeyse herkese yapardı bu soruyu çok seviyordu çocukluk arkadaşım olmasına rağmen bunu bende bilmiyordum. Ardından '' Hımmm kim olabilir acaba kurbiye canavarı ? ''diyerek güldüm buranın kurabiyelerini sevdiği için bu ismi ona kurabiyeleri yapan teyze koymuştu ...

[Kim Sun]

“ Hımm, kim olabilir acaba kurabiye canavarı.”diyerek güldü. Kurabiyeleri çok sevdiği için bu ismi ona kurabiyeleri yapan teyze takmıştı. Hemen Hee Yeon’un karşısına oturdu ve koca bir tabak kurabiye ile kahve sipariş verdi. Bunları yaparken Hee Yeon onu gülerek izliyordu. Bu kızı gerçekten seviyordu. Onun konuşmasına izin vermeden anlatmaya başladı.
“ Ah. Biliyor musun yeni tarifler öğrendim Hee Yeon. Bu sefer türk mutafığını araştırıyorum. Sana yapa…” sözünü önüne gelen kurabiyeler kesmişti. Anında onları yemeye başladı. Eliyle Hee Yeon’a sen konuş dercesine bir işaret yaptı ve kahvesinden koca bir yudum aldı.

[Park Hee Yeon]

Sun koca bir tabak dolusu kurabiye ve kahve siparişi verdi gülerek onu izliyordum bu kızı canımdan bile daha çok seviyordum aynı küçük bir çocuyk gibiydi tam bu gün neler yapıyoruz derken o konuşmaya başladı “ Ah. Biliyor musun yeni tarifler öğrendim Hee Yeon. Bu sefer türk mutafığını araştırıyorum. Sana yapa…” sözünü önüne gelen kurabiyeler kesti garson daha masaya koymadan onları yemeye başladı eliyle sen konuş dedi bana '' bu gün alışveriş yapmaya gidelim mi ne zamandır yapmıyoruz sonrada bana yada sana gidip öğrendiğin yemek tariflerini yaparız '' dedim ardından o da gülümseyerek konuşmaya başladı ..

[Kim Sun]

“Ah, harika olur.”dedi gülerek. Bu fikre bayılmıştı. Hee Yeon’un hiç itiraz etmeden onun yemeklerini yemesine bayılıyordu. Normalde kim olsa bir süre sonra sıkılırdı başka kültürlerin farklı yemeklerinden. Eliyle karnını ovuşturup “Daha olsa yiyebilirim.” bakışı attı Hee Yeon’a. Zaten güzel olan kız, güzelliğine güzellik katacak bir gülümseme ile cevap verdi arkadaşına.
Sun kafeye şöyle bir göz gezdirdikten sonra “Hadi gidelim o zaman. Alışverişten sonra bize gideriz sana yemek yaparım. Hem ayakkabıda bakarız, ha?”dedi heyecanlı bir sesle.

[Park Hee Yeon]

Gülerek “Ah, harika olur.” dedi Sun bu fikri sevmişe benziyordu Sun mükemmel bir aşçıydı japonlark kadar güzel sushi yapabilirdi bundan dolayı onun yemeklerini yemekten bıkmazdım hem yemek yapmama da gerek kalmıyordu kurabiyeleri bitirince daha olsa yiyebilirim bakışı attı bana -artık nasıl bir bakış oluyorsa - Sonrada Zaten güzel olan kız, güzelliğine güzellik katacak bir gülümseme ile cevap verdi bana “Hadi gidelim o zaman. Alışverişten sonra bize gideriz sana yemek yaparım. Hem ayakkabıda bakarız, ha?”dedi heyecanlı bir sesle. '' Tamam o zaman hadi gidelim'' parayı ödeyim alışveriş merkezine yol aldık...

[Park Hee Yeon]

SON