Normal Bir Alışveriş
2 posters
Kore RPG :: Seul / Seoul :: Süpermarket
1 sayfadaki 1 sayfası
Normal Bir Alışveriş
Karakterler:
&
&
Jae Chun, büyük ve otomatik açılıp kapanan kapıdan ChangHo'yla birlikte girdi. Daha içeri adımını atar atmaz, konforlu bir soğukluk çarptı yüzüne. Dışarıdaki havanın sadece birkaç derece ılığıydı.
Buraya, küçük dolaplarında beslenecek hiçbir şey kalmadığı için gelmişlerdi. Zaten, buradaki çoğu insanın amacı da bu değil miydi? Jae Chun emindi, buraya başka amaçla gelen yoktu.
İçerideki alışveriş sepetlerinden bir tanesini aldı. Büyük raflara doğru, Chang Ho'yla birlikte yürüyordu. Kendilerine en yakın olan rafa yürüdü. Şansa bakın, abur cuburlar! Jae Chun elini büyük boy bir cipse uzattı. Sepete bırakırken, aklına twitter'a yazdığı son mesajlar geldi.
Bugün bir kızla yazışmaya başlamıştı ve daha şimdiden yarın için bir randevu bile koparmıştı. Kıza yazdığı mesajları kıkırdayarak okudu ama şimdi ona cevap veremezdi. Çünkü, karnını doyurmalı ve buzdolaplarını dolduracak şeyler almalıydı. İlerideki yumurtaları Chang Ho'ya gösterdi. "Ufaklık, git ve onlardan bir tane al."
Kim Jae Chun- Mesaj Sayısı : 28
Kayıt tarihi : 12/03/11
Yaş : 38
Kişi sayfası
Maddi Durum:
(70/100)
Geri: Normal Bir Alışveriş
Chang Ho, yanında Jae Chun ile marketin otomatik kapısından içeriye girerken dudakları yukarıya doğru kocaman kıvrıldı. Chang Ho'nun aklında bir sürü şey vardı.
'Bir sürü cips almalıyım! Kocaman bir dondurmada alsam fena olmaz! Ya da büyük bir etli pizza!' Bunları düşünürken etrafa aval aval bakıyordu, Chang Ho. Küçük bir çocukmuşta şeker ve oyuncaklarla dolu bir yere oynamaya gelmiş gibi hissediyordu. O kadar mutluydu yani.
Jae Chun'un sepetlere doğru yönelip, bir tanesini alıp daha sonra büyük raflara doğru gitiğini görünce, Chang Ho'da onu takip etti. Jae Chun raflardan birinden kocaman bir cipse uzanırken, Chang Ho'da içinden 'Cips!' diye haykırarak uzanıyordu ki Jae Chun, ondan önce davradı ve cipsi sepete attı.
Chang Ho, genç adama baktı. Jae Chun, onun cipse uzandığını görmemiş miydi? Gerçekten dalgın görünüyordu.
Chang Ho 'Ne diye kıkırdıyor bu şimdi!' diye düşünürken, Jae Chun, ileride ki rafları gösterek konuştu. "Ufaklık, git ve onlardan bir tane al."
Chang Ho, hemen yumurta raflarına yöneldi. Giderken geriye dönüp bağırdı. "deli gibi sırıtmayı kes! İnsanlar seni gerçekten deli sanacaklar, hyung! Ya da aşık!" diyerek dil çıkardı, Chang Ho.
Daha sonra tekrar önüne dönüp, ona verilen görevi, kutsal bir görevmiş gibi yapmaya gitti.
'Bir sürü cips almalıyım! Kocaman bir dondurmada alsam fena olmaz! Ya da büyük bir etli pizza!' Bunları düşünürken etrafa aval aval bakıyordu, Chang Ho. Küçük bir çocukmuşta şeker ve oyuncaklarla dolu bir yere oynamaya gelmiş gibi hissediyordu. O kadar mutluydu yani.
Jae Chun'un sepetlere doğru yönelip, bir tanesini alıp daha sonra büyük raflara doğru gitiğini görünce, Chang Ho'da onu takip etti. Jae Chun raflardan birinden kocaman bir cipse uzanırken, Chang Ho'da içinden 'Cips!' diye haykırarak uzanıyordu ki Jae Chun, ondan önce davradı ve cipsi sepete attı.
Chang Ho, genç adama baktı. Jae Chun, onun cipse uzandığını görmemiş miydi? Gerçekten dalgın görünüyordu.
Chang Ho 'Ne diye kıkırdıyor bu şimdi!' diye düşünürken, Jae Chun, ileride ki rafları gösterek konuştu. "Ufaklık, git ve onlardan bir tane al."
Chang Ho, hemen yumurta raflarına yöneldi. Giderken geriye dönüp bağırdı. "deli gibi sırıtmayı kes! İnsanlar seni gerçekten deli sanacaklar, hyung! Ya da aşık!" diyerek dil çıkardı, Chang Ho.
Daha sonra tekrar önüne dönüp, ona verilen görevi, kutsal bir görevmiş gibi yapmaya gitti.
Jung Chang Ho- Mesaj Sayısı : 29
Kayıt tarihi : 12/03/11
Yaş : 36
Nerden : Seul
Kişi sayfası
Maddi Durum:
(65/100)
Geri: Normal Bir Alışveriş
Jae Chun, Chang Ho'nun ne demek istediğini anlamamıştı ve gerçekten biliyordu, bağırarak asıl aptal durumuna düşen oydu. Geçiştirmek için elini salladı sonra da reçellerin olduğu yere yürüdü.
Ellerini rafların üzerinde gezdirirken, en uygun fiyatlı olanı arıyordu. Cebine çok fazla para almamıştı çünkü. Yine 'doktor amcası' maaşını geciktirecek gibi duruyordu. Bu işten başka, bir an önce bir iş bulmalıydı.
Jae Chun şimdilik orta boyda bir çilek reçeli almıştı. Tadı gerçekten güzeldi, buraya geldiğinde hep ondan alırlardı, buradan biliyordu tadını. Sonra diğer taraftaki bardaklara yöneldi.
Geçenlerde Chang Ho, eve geç gelmişti. Jae Chun'u uyandırmak istemediği için ışıkları açmamıştı. Böyle olunca, masanın üzerindeki kulplu bardağı kırmıştı. Neyse, önemli değildi. Nasılsa şimdi yenisini alabilirdi. Yeşil olan bir tanesini sepetin içine bıraktı Jae Chun.
Ellerini rafların üzerinde gezdirirken, en uygun fiyatlı olanı arıyordu. Cebine çok fazla para almamıştı çünkü. Yine 'doktor amcası' maaşını geciktirecek gibi duruyordu. Bu işten başka, bir an önce bir iş bulmalıydı.
Jae Chun şimdilik orta boyda bir çilek reçeli almıştı. Tadı gerçekten güzeldi, buraya geldiğinde hep ondan alırlardı, buradan biliyordu tadını. Sonra diğer taraftaki bardaklara yöneldi.
Geçenlerde Chang Ho, eve geç gelmişti. Jae Chun'u uyandırmak istemediği için ışıkları açmamıştı. Böyle olunca, masanın üzerindeki kulplu bardağı kırmıştı. Neyse, önemli değildi. Nasılsa şimdi yenisini alabilirdi. Yeşil olan bir tanesini sepetin içine bıraktı Jae Chun.
Kim Jae Chun- Mesaj Sayısı : 28
Kayıt tarihi : 12/03/11
Yaş : 38
Kişi sayfası
Maddi Durum:
(70/100)
Geri: Normal Bir Alışveriş
Chang Ho, Jae Chun reçellerin olduğu tarafa yönelirken, yumurtaları alıp kendi, özürgürlüğünü ilan etti. "Özgürlük!" diye bağırdı aniden, kollarını havaya kaldırarak. Etrafta ki insanlar ona delirmiş gibi bakıyordu. Ama onun umurunda değildi.
Jae Chun rafların arkasında kalmıştı ve onu göremezdi. Hemen abur cuburun olduğu raflara geri döndü. Ama ondan önce hızla bir sepet almaso gerekiyordu. Olimpiyatlara katılsa kesin birinci olurdu. Sepeti alır almaz hemen abur cuburla doldurmuştu bile.
Daha sonra, dondurulmuş yiyecekler kısmına doğru yürümeye başladı. Biraz dondurulmuş karides, pizza falan aldı. Ah, en önemlisi, kocaman bir dondurma aldı.
Artık Jae Chun'un yanına dönme vakti gelmişti. Onu tamda sebze reyonunda buldu. Aakasından yaklaşırken deli gibi bağırmaya başladı.
"Hyung, bak neler aldım!" diyerek sepeti gösterdi ve devam etti. "Eve gidip, hepsini yiyelim!"
Jae Chun rafların arkasında kalmıştı ve onu göremezdi. Hemen abur cuburun olduğu raflara geri döndü. Ama ondan önce hızla bir sepet almaso gerekiyordu. Olimpiyatlara katılsa kesin birinci olurdu. Sepeti alır almaz hemen abur cuburla doldurmuştu bile.
Daha sonra, dondurulmuş yiyecekler kısmına doğru yürümeye başladı. Biraz dondurulmuş karides, pizza falan aldı. Ah, en önemlisi, kocaman bir dondurma aldı.
Artık Jae Chun'un yanına dönme vakti gelmişti. Onu tamda sebze reyonunda buldu. Aakasından yaklaşırken deli gibi bağırmaya başladı.
"Hyung, bak neler aldım!" diyerek sepeti gösterdi ve devam etti. "Eve gidip, hepsini yiyelim!"
Jung Chang Ho- Mesaj Sayısı : 29
Kayıt tarihi : 12/03/11
Yaş : 36
Nerden : Seul
Kişi sayfası
Maddi Durum:
(65/100)
Geri: Normal Bir Alışveriş
Jae Chun sebze reyonuna doğru ilerledi. Sebze çorbası için biraz brokoli ve ıspanak fena olmazdı. İkisinden de bir paket alıp sebete koydu. Şu an, sepetin içinde sadece bir cips, bir bardak ve iki sebze vardı.
Sonra kendi kendine düşündü. "Chang Ho nereye kayboldu yine? Alt tarafı bir yumurta alıp gelecekti." Arkasından 'deli' gibi bağıran Chang Ho'yu duyması uzun sürmemişti genç adamın.
"Hyung, bak neler aldım!" diyerek sepeti gösteriyordu ve, "Eve gidip, hepsini yiyelim!" demişti sonunda. Jae Chun şaşkınca Chang Ho'nun her türlü ıvır zıvırla doldurduğu sepete baktı.
Hiçbir şey söylemeden yaklaştı ve Chang Ho'nun sepetinden bir ampul kutusu çıkarttı. "Bu ne Chang Ho?" Sonra onun cevap vermesine izin vermeden devam etti sözlerine. "Hepsini geri bırak! Bunları alacak paramız yok. Gerçekten çok sorumsuz birisin, Chang Ho! Seni alacak kız yandı, yandı!"
Sonra kendi kendine düşündü. "Chang Ho nereye kayboldu yine? Alt tarafı bir yumurta alıp gelecekti." Arkasından 'deli' gibi bağıran Chang Ho'yu duyması uzun sürmemişti genç adamın.
"Hyung, bak neler aldım!" diyerek sepeti gösteriyordu ve, "Eve gidip, hepsini yiyelim!" demişti sonunda. Jae Chun şaşkınca Chang Ho'nun her türlü ıvır zıvırla doldurduğu sepete baktı.
Hiçbir şey söylemeden yaklaştı ve Chang Ho'nun sepetinden bir ampul kutusu çıkarttı. "Bu ne Chang Ho?" Sonra onun cevap vermesine izin vermeden devam etti sözlerine. "Hepsini geri bırak! Bunları alacak paramız yok. Gerçekten çok sorumsuz birisin, Chang Ho! Seni alacak kız yandı, yandı!"
Kim Jae Chun- Mesaj Sayısı : 28
Kayıt tarihi : 12/03/11
Yaş : 38
Kişi sayfası
Maddi Durum:
(70/100)
Geri: Normal Bir Alışveriş
"Neden bunu, beni alacak kızın düşünmesine izin vermiyorsun?" dedi Chang Ho, Jae Chun'un elinden ampul kutusunu alıp sepete geri attı. Ona kızgın gibi bakmak istiyordu ama bu adam bu şekilde sempatik gülerse nasıl kızabilirdi ki?
Aslında Jae Chun haklıydı. Bu kadarı fazla gereksizdi. Sepette çok fazla gereksiz şey vardı. Ama yine de gururundan bunu kabul etmedi.
Aslında Chang Ho'nun gözü açlıktan hiçbir şey görmüyordu. Ne varsa doldurmuştu sepete. Bir an önce eve gidip, içinde ki canavarı doyurmak istiyordu artık.
Chang Ho, Jae Chun'un konuşmasına izin vermeden devam etti. "Tamam, anlaşıldı. Bırakıyorum hepsini." diyerek Jae Chun'un sepetine yan gözle baktı ve içinden ıspanağı hızla çekip "Sende bunu bırakmalısın." dedi.
Jae Chun Chang Ho'nun elindeki ıspanağa bakarken Chang Ho, tekrar konuştu. "Ayrıca sorumsuz değilim ben, hyung."
Chang Ho, o kadar sorumsuz olmasada bazen çocuk gibi davranıyordu. Zamanında ailsesi onu çok şımartmıştı. Kardeşi olunca ona gösterinlen ilgi azılmıştı ve bundan daha fazla şımarık olamazdı. Ona sorsan kesinlikle şımarık olmadığını söyler. Bu yalan olurdu. Şımarık ama yine de o kadar da sorumsuz değil.
Aslında Jae Chun haklıydı. Bu kadarı fazla gereksizdi. Sepette çok fazla gereksiz şey vardı. Ama yine de gururundan bunu kabul etmedi.
Aslında Chang Ho'nun gözü açlıktan hiçbir şey görmüyordu. Ne varsa doldurmuştu sepete. Bir an önce eve gidip, içinde ki canavarı doyurmak istiyordu artık.
Chang Ho, Jae Chun'un konuşmasına izin vermeden devam etti. "Tamam, anlaşıldı. Bırakıyorum hepsini." diyerek Jae Chun'un sepetine yan gözle baktı ve içinden ıspanağı hızla çekip "Sende bunu bırakmalısın." dedi.
Jae Chun Chang Ho'nun elindeki ıspanağa bakarken Chang Ho, tekrar konuştu. "Ayrıca sorumsuz değilim ben, hyung."
Chang Ho, o kadar sorumsuz olmasada bazen çocuk gibi davranıyordu. Zamanında ailsesi onu çok şımartmıştı. Kardeşi olunca ona gösterinlen ilgi azılmıştı ve bundan daha fazla şımarık olamazdı. Ona sorsan kesinlikle şımarık olmadığını söyler. Bu yalan olurdu. Şımarık ama yine de o kadar da sorumsuz değil.
Jung Chang Ho- Mesaj Sayısı : 29
Kayıt tarihi : 12/03/11
Yaş : 36
Nerden : Seul
Kişi sayfası
Maddi Durum:
(65/100)
Geri: Normal Bir Alışveriş
Jae Chun, Chang Ho'nun aldıklarını geri bırakmak için yürüyüşünü izledi. O, giderken, Jae Chun hâla gülümsüyordu. Chang Ho konuşurken, yüzünde gerçekten çok fazla mimik kullanırdı. Bu onu hem komik hem sempatik gösterirdi çoğu zaman.
Onun aldıklarının 'fazla', hatta 'çok fazla', olduğunu anladığı biliyordu, Jae Chun. Fakat Chang Ho'yu da tanıyordu, gururdan yanlış yaptığı hiçbir şeyi söylemezdi. Ayrıca o aç olduğunda, gerçekten çok korkunç olurdu ve ruhunu kaybederdi!
Chang Ho'nun sepetten aldığı ıspanağı tekrar elinden çekti. "Onlara dokunma! Senin sağlıklı şeyler yediğini hiç görmedim zaten. Yakında abur cubur yemekten ikimizde öleceğiz." diye çıkıştı Chang Ho'ya.
İkisi de birbirlerinin sözünü kesiyorlar ve konuşmalara izin vermiyordu. Son sözü genellikle Jae Chun, büyük olduğu için, söylerdi. Şimdi de öyle olmuştu. "Hepsini bırak. Sonra yanıma geri dön, sen onları yerleştirene kadar ben alışverişi bitiririm. Ödeyip evimize gider ve yemek yeriz. Sonra bara gitmemiz gerektiğini unutma."
Jae Chun, bunları söylemenin ardından, diğer raflara yöneldi.
[Son]
Onun aldıklarının 'fazla', hatta 'çok fazla', olduğunu anladığı biliyordu, Jae Chun. Fakat Chang Ho'yu da tanıyordu, gururdan yanlış yaptığı hiçbir şeyi söylemezdi. Ayrıca o aç olduğunda, gerçekten çok korkunç olurdu ve ruhunu kaybederdi!
Chang Ho'nun sepetten aldığı ıspanağı tekrar elinden çekti. "Onlara dokunma! Senin sağlıklı şeyler yediğini hiç görmedim zaten. Yakında abur cubur yemekten ikimizde öleceğiz." diye çıkıştı Chang Ho'ya.
İkisi de birbirlerinin sözünü kesiyorlar ve konuşmalara izin vermiyordu. Son sözü genellikle Jae Chun, büyük olduğu için, söylerdi. Şimdi de öyle olmuştu. "Hepsini bırak. Sonra yanıma geri dön, sen onları yerleştirene kadar ben alışverişi bitiririm. Ödeyip evimize gider ve yemek yeriz. Sonra bara gitmemiz gerektiğini unutma."
Jae Chun, bunları söylemenin ardından, diğer raflara yöneldi.
[Son]
Kim Jae Chun- Mesaj Sayısı : 28
Kayıt tarihi : 12/03/11
Yaş : 38
Kişi sayfası
Maddi Durum:
(70/100)
Kore RPG :: Seul / Seoul :: Süpermarket
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz